İstanbul’un Bahçelievler ilçesinde bulunan Cevizlibağ KYK kız öğrenci yurdu, son dönemde yaşanan taciz olayı ile gündeme bomba gibi düştü. Öğrencilerden gelen şikayetler üzerine yapılan incelemeler sonucunda, yurtta görevli bazı yöneticilerin derhal görevden alındığı öğrenildi. Bu olay, kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, yurt yönetimi ve üniversite üst düzey yetkilileri arasında taraftar bulmaya yönelik açıklamaların yapılmasına da neden oldu. Öğrencilerin güvenliği ve huzuru için harekete geçilmesi gerektiği yönündeki çağrılar artıyor.
Olay, yurtta kalan birkaç öğrencinin taciz iddialarını gündeme getirmesiyle başladı. Öğrencilerin yürüttüğü sosyal medya kampanyası, durumu daha görünür hale getirdi ve birçok kişinin benzer şikayetlerde bulunduğunu ortaya çıkardı. Derhal devreye giren müfettişler, yurt içindeki yönetim ve personel hakkında kapsamlı bir soruşturma başlattı. Yapılan incelemeler sonucunda, tacizlerin sadece birkaç kişiyle sınırlı kalmadığı, birden fazla çalışanın da benzer suçlamalarla karşı karşıya olduğu belirlendi.
Olayın ardından yurtta kalan öğrenciler, güvenliklerinin tehlikede olduğunu düşündüklerini belirterek, duruma dikkat çekmek için kampüs içerisinde çeşitli protestolar düzenlemeye başladı. Eğitimlerini sürdüren genç kadınların, yurtta yaşadıkları bu tür olumsuzluklar karşısında nasıl bir mücadele vermeleri gerektiği konusu gündem maddesi haline geldi. Yakın dönemde, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve kadın hakları savunucuları, yurtların kadın öğrencilerin güvenliğini nasıl sağladığı konusunda devlet yetkililerine çağrı yaptı.
Cevizlibağ KYK yurdunun yönetimi, olaylar karşısında hem akademik hem de idari birimlerle iş birliği yaparak durumu ele aldığı yönünde açıklamalarda bulundu. Bunun yanı sıra, olayı soruşturmak üzere görevlendirilen müfettişlerin tartışmalı konulara ilişkin şeffaf bir rapor hazırlayacağı belirtildi. Ancak birçok öğrenci ve veli, devletin bu gibi durumlarda daha proaktif bir yaklaşım sergilemesi gerektiği görüşünde birleşiyor. Eğitim hakkının asla engellenmemesi ve genç kadınların güvenli bir ortamda eğitim görmesi talep ediliyor.
Bu tür olayların yaşanması, sadece bir bireyin hayatını değil, birçok insanı etkileme potansiyeli taşımaktadır. KYK gibi devlet yurtları, pek çok öğrenci için yaşam alanı oluşturur; dolayısıyla, burada meydana gelen bu tür vakalar, hem toplumsal hem de bireysel bazda kabul edilemez bir durum olarak değerlendirilmektedir. Cevizlibağ KYK öğrencileri, önümüzdeki günlerde daha fazla destek almayı umarak, güvende olabilecekleri bir ortamda eğitim almak istediklerini vurguluyor. Hukuki süreçlerin hızlı bir şekilde ilerlemesi ve faillerin cezalandırılması, öğrencilerin yaşadığı kaygı ve korkunun bir nebze de olsa hafiflemesine yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, bu tür acı olayların önüne geçmek için yalnızca yurtta değil, toplumun her kesiminde farkındalığın artırılması gerektiği açıkça ortada. Devlet ve özel yurt yönetimleri, daha güvenli ortamlar oluşturmak adına politikalarını gözden geçirmeli ve gerekli önlemleri aldıklarından emin olmalıdır. Eğitim, herkesin en temel hakkıdır ve bu hak, güvenli bir ortamda, korkusuz bir şekilde kullanılmalıdır. Cevizlibağ KYK'daki taciz olayı, bir kez daha bu gerçekliği gözler önüne serdi ve gelecekte benzer olayların yaşanmaması için alınacak tedbirlerin gerekliliğini de hatırlattı.