Ekonomi dünyasında önemli gelişmeler yaşanmakta, özellikle de Merkez Bankası’nın (TCMB) alacağı faiz kararı ve açıklanacak enflasyon verileri, mali piyasalarda dalgalanmalara neden olacak gibi görünüyor. Bu hafta içerisinde ekonomistlerin yoğun ilgiyle takip ettiği konular arasında TCMB’nin Mart ayındaki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı ve TÜİK’in açıklayacağı enflasyon verileri öne çıkıyor.
Bu ayki Merkez Bankası’nın faiz kararında, politika faizinin 250 baz puan indirilerek yüzde 42,5 seviyesine düşürüleceği öngörülüyor. AA Finans tarafından yapılan beklenti anketine katılan 20 ekonomistin hepsi, bu indirimi bekliyor. Geçtiğimiz Ocak ayındaki PPK toplantısında benzer şekilde bir indirim yapılmış, politika faizi 250 baz puan indirilerek yüzde 47,50’den 45 seviyesine çekilmişti. Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentileri ise medyan olarak yüzde 30 seviyesine yerleşti.
Bu durumu etkileyen faktörlerin başında, enflasyon verilerinin seyrinin yanı sıra yurt içindeki ekonomik büyüme rakamları da yer alıyor. Türkiye’nin ekonomisinin geçen yıl yüzde 3,2 büyümesi, yatırımcıların ve ekonomistlerin daha iyimser bir bakış açısıyla, TCMB’nin politikalarına yön vermesine olanak tanıyor. Ancak, faiz indirimlerinin enflasyon üzerindeki etkileri dikkatli bir şekilde izlenmelidir. Çünkü enflasyon oranları, merkez bankalarının para politikalarını şekillendiren en önemli göstergelerden biridir.
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir diğer önemli anket ise Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanacak şubat ayı enflasyon verilerine yönelikti. AA Finans’ın verilerine göre, ekonomistlerin şubat ayı enflasyon beklentileri ortalama yüzde 2,97 seviyesinde şekillendi. Bu oran, bir önceki ay yani Ocak ayında kaydedilen yıllık enflasyon oranı yüzde 42,12’nin, şubat ayı itibarıyla yüzde 40 seviyesine gerileyeceği anlamına geliyor. Ekonomistlerin beklentileri ise genel olarak yüzde 2,30 ile yüzde 3,40 arasında değişiyor.
Bu noktada, Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) geçmişte yaşadığı dalgalanmalar göz önüne alındığında, enflasyon oranındaki düşüşün sürdürebilir olup olmadığına dair tartışmalar devam etmektedir. Ekonomistlerin görüşleri, enflasyonun düşmesi halinde TCMB’nin atacağı adımlara ışık tutabilir. Öte yandan, yükselen emtia fiyatları ve dış ticaret dengesindeki bozulmalar, enflasyon oranlarının tekrar yukarı yönlü seyretmesine neden olabilir.
Tüm bu gelişmelerin yanı sıra, borsa piyasaları da bu haftaki dalgalanmalarla ilgili endişe ve belirsizliklerle dolu. Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 0,59 değer kazanarak 9.658,72 puandan tamamladı. Ancak, gözler yeni haftada açıklanacak olan TCMB’nin faiz kararı ve enflasyon verilerine çevrildi. Piyasalardaki hareketin ne yönde şekilleneceği, bu açıklamalara bağlı olarak netlik kazanacak.
Ayrıca, Türk lirasında dolar karşısında yaşanan dalgalanmalar da dikkat çekici. Dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,15 üzerindenden 36,5000 seviyesinden kapattı. Bu durum, yerel yatırımcıların ve tasarruf sahiplerinin döviz kurlarını takip etme alışkanlığını pekiştirmiş durumda. Ekonomik verilerin açıklanmasıyla birlikte, döviz kurlarında da değişimler yaşanması muhtemel.
Gelecek hafta, ekonomi üzerine etkili olabilecek bir dizi veri daha açıklanacak. Pazartesi günü enflasyon verileri, yurt içi ÜFE, imalat sektörü PMI, bankacılık sektörü net karı, Salı günü reel efektif döviz kuru, Perşembe günü TCMB’nin faiz kararı ve Cuma günü piyasaya katılımcı anketi ile hazine nakit dengesi verileri takip edilecek. Ekonomik göstergelerin bu kadar yoğun bir şekilde sıralanması, yatırımcıların ve analistlerin dikkatini daha da çekiyor.
Sonuç olarak, bu hafta ekonomi gündemi yoğun geçecek. TCMB’nin alacağı faiz kararı ve açıklanacak enflasyon verileri, piyasalarda etki yaratacak. Ekonomistlerin tahminleri, yaklaşan günlerde oluşabilecek piyasa dalgalanmalarını anlamak açısından kritik önem taşıyor. Yatırımcıların ve ilgililerin, olayları dikkatli bir şekilde izlemeleri ve buna göre hareket etmeleri gerektiği açıkça ortada.