İstanbul'un Başakşehir ilçesinde meydana gelen kadın cinayeti, kentteki güvenlik endişelerini yeniden gündeme getirdi. Olay, 15 Ekim 2023 tarihinde gerçekleşti. Olay, 35 yaşındaki Neşe K.'nın evinde, eski eşi tarafından bıçaklanarak öldürülmesi ile oldu. Mahalle sakinlerinin duyduğu sesler ve çığlıklar, komşular tarafından hemen polise bildirildi. Ancak yetkililerin olay yerine ulaşmasıyla Neşe K.'nın hayatını kaybettiği anlaşıldı. Bu korkunç olay, hem sosyal medya hem de yerel basında büyük yankı uyandırdı.
Olayın gerçekleştiği gün, Neşe K.'nın evinde gerçekleşen tartışmanın ardından eski eşi, kadına saldırarak kaçtı. Polis, kısa sürede olay yerine ulaşarak Neşe K.’nın cansız bedeni ile karşılaştı. Yapılan ön otopsi, kadının birkaç yerinden bıçaklandığını ortaya koydu. Bu durum, cinayetin planlı bir şekilde işlendiği iddialarını güçlendirdi. Olayın ardından başlatılan geniş çaplı operasyon sonucunda, eski eş, bir gün sonra gözaltına alındı. Polis, cinayetin nedenini ve arka planını derinlemesine araştırmaya başladı.
Başakşehir’deki kadın cinayeti ile ilgili olarak toplumda büyük bir tepki oluştu. Kadın hakları savunucuları, bu tür olayların son bulması için daha fazla mücadele verilmesi gerektiğini ifade etti. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için alınması gereken önlemlere dair dikkat çekici mesajlar içerdi. “Artık yeter! Kadınların sesi kesilmesin!” temalı kampanyalar, olayın duyulmasının ardından hız kazandı. Türkiye genelindeki kadın dernekleri, Neşe K. için adalet talep ederken, hükümetin bu tip olaylara karşı daha sert tedbirler alması gerektiğini savundu.
Bu cinayet, yalnızca Başakşehir’de değil, tüm Türkiye’de kadına yönelik şiddetin boyutunu gözler önüne seriyor. Devletin ve toplumun, kadınların korunması konusunda daha fazla çaba sarf etmesi gerektiği ortada. Kadın cinayetleri istatistiklerinin yükseldiği bir dönemde, Neşe K.’nın ölümü, Türkiye’deki kadın cinayetleri konusundaki acil durumu yeniden su yüzüne çıkardı. Olayın ardından toplanan kadın grupları, basın açıklamaları düzenleyerek, bu trajik olayların son bulmasını talep etti.
Yalnızca cinayetle sonuçlanan bu vakalar değil, kadınların herhangi bir şiddet türüne maruz kalması, kadın cinayetlerinin artmasına zemin hazırlıyor. Toplumda bu tür olayların önüne geçmek için eğitim, farkındalık ve yasal düzenlemelerin önemine dikkat çekildi. Kadınların haklarını koruyan yasaların yeterince uygulanmadığı, cezasızlık politikasının yaygın olduğu gerçeği, bu cinayetlerin birden fazla boyutta gerçekleşmesine sebep oluyor. Dolayısıyla, Beşakşehir’deki bu trajik olay, kadın cinayetlerinin durdurulması adına yapılması gerekenler hakkında yeniden düşünmemize vesile oldu.
Neşe K.’nın cenazesi, olaydan bir gün sonra ailesi ve yakınları tarafından toprağa verildi. Tüm Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele edecek toplumsal bir seferberlik başlatıldığı bu günlerde, Neşe’nin adı, birçok kadın aktivisti tarafından "adalet için simge" haline geldi. Her yıl artan kadın cinayetleri, sadece katillerin değil, aynı zamanda toplumun da utancı olarak insanların hafızasında kalacak. Başakşehir’de yaşanan bu trajik olay, üzüntü ile karşılansa da, kadına yönelik şiddetle mücadele konusundaki acil adımları atma vaktinin geldiğini bizlere hatırlatıyor.
Toplum olarak artık yeter deme zamanı geldi. Kadınların sadece var olduğu için değil, sevdikleri ve hayatta kalma hakları için çaba göstermeleri gerektiği unutulmamalı. Başakşehir’deki bu olay, hem kadınların hem de toplumun, eşitlik ve adalet mücadelesinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Kadın cinayetlerinin son bulması için sessiz kalmamak, adalet arayışında sesimizi yükseltmek zorundayız. Bu nedenle, her birey üzerine düşeni yapmalı ve bu tür olayların tekrar yaşanmaması için mücadele etmelidir.